İş Hayatı, Ev Hayatı Ve Özel Hayat
top of page
  • Haber Merkezi

İş Hayatı, Ev Hayatı Ve Özel Hayat

İnsanın iş ve özel hayatındaki dengeye dikkat çeken yönetici danışmanı, ünlü yazar, psikolog Eddi Anter bu dengeyi başarmak için bizimle bazı ipuçları paylaşıyor.

“Hayat denilen olgu doğduğumuz an başlar ve her gün yol alır. Zamanı doğru dürüst anlamazsak eğer, pek çabuk yolun sonuna geldiğimizi fark edebiliriz. Yani zamanın nasıl aktığını görmezsek çok hızlı geçtiğini ancak iş işten geçtikten sonra anlayabiliriz. Çoğumuzun iş hayatı günlük 24 saatin en çoğunu kapsayan pastanın dilimidir. Pasta deyince tatlı bir şeyden söz ediyorum elbet. Kimine sevdiği işi yapmak nasipken kimileri de yaptığı işi sevmek için yollar aramaktadır.” Diyen Eddi Anter sözlerine devam ediyor.


“Ev hayatının iş hayatı ile ne ilgisi olabilir diye düşünenler vardır. “Sen ağaç değilsin yerini değiştir” sözüne denk gelmiştim. Saçma sapan bulmuştum açıkçası. Kafamın içinde sorunlar olduğunda ben nereye gidersem gideyim benimle birlikte geldiğini fark ettiğimdendi. Yani işin aslı ben evimde sorunlar yaşıyorsam bunları işime taşıdığımı görmüştüm. Gerek ebeveynler, gerekse eş ya da aile bireyleriyle yaşanan sorunlar, iştah veya uyku problemleri ya da endişe taşıyan düşünceler pek ala kişiyi ele geçirebiliyor. Bunun farkına varmayan kişi de iş saatlerinde gün içinde sürekli huzursuzluk yaşayan, anksiyete deneyimleyen birine dönüşebiliyor. Hangi şeyin etki altına aldığını öğrenmeden iş hayatı da devam ediyor.


Hayatımın ne kadarı benim elimde, kendi idarem altındadır? Emin olamadım... Sosyal hayatım benim iş dışında ki zamanımın çoğunu işgal eder. Birlikte olduğum kişiler, konuştuğumuz konular ve davranış şeklim beni ben yapan özelliklerimdendir. Hangi şeyi ne için yaptığımı fark etmek benim farkındalığımı artıran unsurdur. Ben çoğu şeyi nedensiz yere mekaniğe bağlamış bir halde yapıyorsam alışkanlıktan öte değildir ve “Alışkanlık farkındalığın yokluğudur.”


Hayatımızın ne kadarı mekaniğe bağlı, düzen içinde aynı davranışları sergilemekle doluysa bizler o kadar ne yaptığımızın, ne için yaptığımızın farkında değiliz demektir.


Evde anne ve babayla başlayan tüm öğretiler, zihni kaplayan bilgiler bizim baktığımızı görmemizi engeller. Bizleri sadece “Baktığını gören değil bildiğini görenler” haline getirir.


İş dünyasında objektif olmak önyargıdan arınmakla ilgilidir. Herhangi bir kişi veya konu hakkında bilgi sahibiysem illa da önyargılıyımdır. Bu hem olumlu hem de olumsuz olabiliyor elbet. Kendini tanımak burada devreye giriyor. Ben kendimi tanıdıkça, hangi şeyi neden dolayı yaptığımı buldukça düşüncelerim, duygularım ve davranışlarım da değişiyor.


Aktif iş dünyasında beklenen de budur. İletişim ve ilişkilerde önyargısız olabilmek, karşımdaki kişiyi olduğu gibi görebilmek.


“Olanı olduğu gibi göremeyen olması gerekenlerle kendini tüketmeye mahkumdur.”


Ev hayatı ya da özel hayat söz konusu olduğunda iş hayatını da etkilediği aşikardır. Sorun evde ya da özel hayatın içinde olsa bile onu taşıyan zihin işe gidendir. Ben kafamın için temizlemezsem nereye gidersem gideyim kirli düşünceler ve içi bulanık bir zihin de benimle birlikte gelecektir.


İşinde başarılı olmak zihninin de tertemiz olmasıyla ilintilidir. Zihni temiz tutmak ve bunu sürdürebilir kılmak elbette çaba gerektirmektedir.


İşte tam da bu nedenlerle kurguladığım ve hayat geçirdiğim “Farkındalık Hapı” Eğitimi bu konuda kısa, az ve öz olup hap gibi yutulacak bir eğitimdir.


Amaç iş hayatıyla ev hayatını sosyal hayat ve özel hayatı bir araya getirmek ve kişinin hayatını optimum düzeyde yaşamasını sağlayacak yol ve yöntemleri göstererek fark yaratmaktır.”


Maksat kafandaki düşünceleri değiştirmek. Düşünceler değişince ruh hali de değişiyor. Haliyle farkındalık artıyor başarı ve performans oranı da yükseliyor." diyen Eddi Anter'in bu konuda kullandığı birebir kişisel yönetici danışmanlığı programı var.


Kişisel Yönetici Danışmanlığı, standart hazırlanmış, kalabalık guruplar için sunulan etkisi kısa süren kişisel eğitimlerinden öte kişiye özel bir değişim ve dönüşüm hizmetidir. "Vaktim yok, sabrım yok, ihtiyacım yok" zihniyetindeki yöneticiler için ideal bir programdır. Şahsi ihtiyaçları tespit ederek çözüm üretmek, sonuç odaklı kalıcı çareler bulmak bu danışmanlık hizmetinin başarı sırrıdır.



Kaynaklar:

1. Basın Bülteni


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page