Gökhan Kutluer’in, genellikle olumsuz bir algısı olan gitmek eylemini ilham verici bir hikayeye dönüştüren “Türkiye’den Gitmek” adlı kitabı İngilizceye çevrildi. Ülkemizde de 3. baskısını yapmaya hazırlanan kitap, yazarın ilk eseri “Bulut Fabrikası” gibi tiyatro sahnesine taşınacak.
Türkiye’nin ilk aylık bisiklet dergisi Cyclist Türkiye’deki editörlük yıllarında bisiklet tutkunlarının yakından takip ettiği isimler arasında yer alan Gökhan Kutluer, edebiyat dünyasının karşısına ilk kez bisiklet hikayelerinden oluşan ve tiyatro oyununa çevrilen Bulut Fabrikası adlı eseriyle çıkmıştı. 2016 yılında taşındığı İtalya’nın Bergamo şehrinde, kendi göç öyküsünü kaleme aldığı Yitik Ülke Yayınları imzalı ikinci eseri “Türkiye’den Gitmek” ile pek çok gence hayallerinin peşinden koşabileceklerine dair ilham veren yazar, şimdi de hikayesini konfor alanından ayrılmak için verdiği mücadele üzerinden dünyaya anlatıyor. Kutluer, “Leaving One’s Comfort Zone” adıyla İrem Bilkin tarafından İngilizceye çevrilen eserinde “yıkılan, dağıtılan, eriyen, sönen ama en nihayetinde yeniden yapmamız için elimize tutuşturulan bir şey” olarak nitelendirdiği “hayat”a dair bir öğreti sunuyor.
Tıpkı yazarı gibi o da yollara düşüyor
Gökhan Kutluer, eseriyle yalnızca Türkiye’deki değil, dünyanın dört bir yanındaki göç tohumlarını hayat ağaçlarına dönüştürmeyi arzu ettiğini söylüyor: “2016’nın Nisan ayında her şeyimi satarak, ne işim ne de evim olmadan Türkiye’den İtalya’ya göç ettim ve geçen 5 yılın ardından şimdilerde 6. yılıma girdiğim göçmenlik macerasında Berlin’deyim. Sıfırdan bir hayat kurma arzusuydu benimkisi ve bu öyküyü daha fazla insana ulaştırmak istiyordum. Öyle de oldu, şimdilerde üçüncü baskısına hazırlanan ‘Türkiye’den Gitmek’ öyle çok insanı öyle güzel yollara çıkardı ki… Yirmili yaşlarımın ortasında filizlenen göç tohumunun bana yaptırdığı onca şeyden en günceli olan bu kitap, Türkiye’den gitme isteğine sahip ve bunun için bir kılavuza ihtiyaç duyan kişiler için hazırlanmıştı. Aslında dünyanın neresinde olursa olsun içindeki tutkunun peşinden gitmek için o küçük kıvılcımı bekleyen herkese dokunuyor, güvenle sığındığımız konfor alanlarından çıkmanın mümkün olduğunu anlatıyordu. İşte bu yüzden şimdi o da tıpkı benim gibi yollara düşüyor ve ortak olacağı yeni serüvenleri aramaya gidiyor”
İkinci kez tiyatro sahnesine ilham oluyor
Kutluer, ilk eseri “Bulut Fabrikası”nın ardından “Türkiye’den Gitmek”in de sahneleneceği müjdesini verdi: “Bulut Fabrikası’nı tiyatroya uyarlayan Seranay İduğ, Tiyatro Mundus ile çocukluktan kalma tutkuları olan ve bisiklet yaraları geçmemiş insanların keşkelerini, yarım kalmış hikâyelerini ve hayallerini sahneye taşımıştı. Aynı kıymetli ekip, şimdi Türkiye’den Gitmek ile seyirciye zaman zaman yüklerden kurtulmak gerektiğini ve bunu başardığında kurtulduğu her şeyin yerine bambaşka şeyler koyabileceğini göstermeye hazırlanıyor. Bir hedefiniz varsa ve ona kilitlendiyseniz, o hedefe doğru giderken tıpkı yolda yüklerinden kurtulan roketler gibi sizin de zamanı geldiğinde yüklerinizden kurtulmanız gerekebilir. Bu yükler insanlar, eşyalar veya hatıralar olabilir. Yeri geldiğinde kurtulmasını bilir ve yolunuzda kararlılıkla ilerlerseniz, hepsinin yerini yepyeni heyecanlarla doldurabilirsiniz”
Kaynak:
1. Basın Bülteni
コメント